26 Aralık 2008 Cuma

Bankalar şeytan mı melek mi? Bankaların denetlenmesi neden önemli

(Not: 2 Aralık 2008'de yazıldı)

Türkiye'de bankalara hırsız diyen, soyguncu diyen, şeytan diyen, acımasızlıklarını eleştiren, hiçbir iş yapmadan bir çivi çakmadan (havadan, avantadan hatta milletin kanını emerek)milyar dolarları götürdüklerini düşünen 20 milyon insan bulabilirim. Ve bu insanların %99'unun bankalarla çalıştığına, %95'inin bankalar olmadan hayatını veya işlerini sürdüremeyeceğine bahse girerim.

Şüphesiz bu insanlar %100 haksız değiller, bazı konullarda haklılık payları var (ufak da olsa). Ama gözden kaçırdıkları veya yanıldıkları çok şey var...

Dünya’nın hemen her yerinde başta bankalar olmak üzere finansal kuruluşlar var. Finansal kuruluş dediğin şey temel faaliyet konusu para alıp satmak ya da bir başka deyişle borç alıp vermek olan bir şirket aslında. Bu şirketler ondan bundan fon (para) bulup, işletmek ya da tüketmek amacıyla paraya ihtiyacı olanlara aktarır ve ekonominin saat gibi işlemesini sağlarlar.
Düşünüyorum da, bankalar (ve finansal sistem) olmasa:

- Borç arayan 1000 kişiden ancak 1’i istediği borcu bulabilir,

- Elinde ihtiyacından fazla para bulunan ve bu parayı değerlendirmek isteyen biri muhtemelen (bilgisizlikten) parayı batırır,

- Borç vererek değerlendirmeye çalışsa da borç verilecek uygun birini bulma şansı aşağı yukarı binde bir falan olur,

- Hadi borç verdi diyelim, o borcu geri alabilmesi pek kolay olmazdı,

- Kimse kimseye güvenip de parasını kullandırmazdı.

- Fon fazlaları değerlenmeyip yerinde sayar birikimler büyümezdi (ve ekonomik büyümenin finansmanı için kaynak oluşmazdı),

- İş yapmak isteyen, bir şeyler üretmek isteyen ve değerli fikirleri olan kişiler aynı zamanda para babası olmadıkları takdirde bu fikirler fikir olarak kalır, sırf işleri büyüyüp olgunlaşıncaya kadar geçici olarak ihtiyaç duydukları parayı borçlanamadıklarından şimdikinin belki yüzbinde biri kadar işletme açılırdı,

- İşletmelerin dinamik ve böylece de verimli çalışmaları için bazen (değil her zaman) veresiye çalışmaları gerekir ve bu veresiye periyodları kaldırabilmeleri için çok kısa vadeli de olsa borçlanamazlarsa nakit ve dolayısıyla daha verimsiz, daha hantal çalışmak zorunda kalırlardı, iş hacmi ve karlar düşerdi, ekonomik büyüme bundan olumsuz etkilenirdi,

- Çeşitli ihtiyaçları nedeniyle gelecekteki gelirlerini bugünden harcamak isteyen kişiler bu olanağı bulamazlar ve söz konusu tüketimden en fazla faydayı elde edecekleri zamanı tutturamazlardı (yani optimal tüketim zamanlaması mümkün olmazdı). Bu da ülke genelinde üretilen mallara olan talebi azaltır (fiyat-hasıla kanalıyla) üretim yapan kesime bu işlerine devam etmek konusunda köstek olurdu…

Kısacası finansal sistemin olmayışı ya da çok zayıf oluşu tasarrufları, sermaye birikimini, yatırımları, verimliliği, tüketimi olumsuz etkiler ve tüm bu olgular da ekonomik büyümeyi sınırlar. Finansal sistemin oluşu ise aksine bu kanallardan ekonomik büyümeyi destekler, finansal sistemin kuvveti arttıkça, finansal kuruluşların ve finansal araçların çeşitliliği arttıkça ekonomik büyüme ve istikrar hızlanır.

Ancak burada gözden kaçırılmaması gereken çok önemli birkaç şey var. Bu sistemde kötü niyetli fon kullanıcılar ve kötü niyetli aracılar olması halinde sistemin işleyişi aksar. Sistemde ne kadar çok ahlaki bozukluk varsa sistemin işleyişi ve ekonomik büyümeye yaptığı katkı o kadar zayıflar. Hem bankalar kamu tarafından hem de kredili müşteriler bankalar tarafından çok sıkı denetlenmelidir.

Bankalar başta yöneticiler sonra personel olmak üzere suiistimaller, dolandırıcılıklar, kötü yönetim, kötü (etik dışı) uygulamalar, haksız rekabet, fazla risk alma, sınırsız (dayanaksız) genişleme, toplanan fonları saçma sapan yerlere harcama gibi konularda çok sıkı izlenmelidir. Banka bünyesindeki kişiler ne kadar yüksek seviyedelerse o kadar fazla çalma/zarar verme potansiyeline sahiptir. Kötü niyetli olmasalar dahi hatalı kararlar, hırslar, öngörüler gibi nedenlerle zarara sebep olabilirler. Bu nedenle çok sıkı denetlenmeleri gerekmektedir. Daha alt seviyedeki personel, yani yönetici olmayıp işleri yürüten kişiler ise kötü niyetli veya bilgisizlik/tecrübesizlik/hata nedeniyle daha sınırlı zararlara yol açabilirler. Bir bankada bu tipte personel sayısı çok fazla olduğundan bu kişilerin sürekli izlenmesi mümkün değildir. Bu gruba kanımca daha geniş tabanlı ve risk temelli hatta bilgisayar destekli kontroller koymak daha uygundur. Bankaları, üst düzey personeli ve diğer personeli bu açılardan hem kamu hem de bankanın iç denetim sistemi denetim altında tutmalıdır.

Bankanın kredili müşterileri de her an denetim altında olmalıdır. Çünkü bu kişiler borcu almıştır ve eğer kötü niyetlilerse veya işleri kötü giderse borçlarını ödeyemeyerek bankaları zarara uğratır, borç verenlerin cesaretini kırar, hatta dolaylı olarak finansal aracılığın maliyetini arttırırlar. Bu nedenle de finansal sistemi olumsuz etkilerler. Hem pazarlama personeli, hem krediler bölümü, hem risk yönetimi bölümü, hem de bankanın iç denetçileri kredili müşterileri sürekli izleyip, bankanın zarar etmesini engellemelidirler. Burada patronların para kaybetmesi madalyonun bir yüzü iken işi asıl kutsallaştıran ise finansal sistemin zarar görmesinin engellenmesi, güvenin zarar görmesinin engellenmesi ve dolayısıyla da ülkenin ekonomik büyümesinin ve kalkınmasının zarar görmemesi için verilen uğraştır!

O halde bankalar bir çivi çakmıyorlar ama varlıkları ve yaptıkları işlerle 1 yerine 1000 çivi çakılmasını sağlıyorlar.

O halde bankalar acımasız, ama bu acımasızlıklarının nedeni başkalarının paralarının çarçur edilmesinin önüne geçmek. Acımasız olmasalar zarar edecekler ve sistem bozulacak, acımasız olmasalar kötü niyetli kişiler bunu kötüye kullanacak ve yine sistem bozulacak..
Özetle, işini dürüst ve iyi yapan bankacılar bilerek veya farkında olmaksızın ülkenin ekonomik kalkınmasına hizmet ederler.

Bu ülkede her şehirden, her sınıftan, her zeka seviyesinden, her meslekten ahlaksız insanlar çıkabiliyor ve bu insanların sayılarının artışı bizi yerimizde saydırıyor. Ahlaksızlık, cahillik, tecrübesizlik, aptallık ne kadar çok ise finansal sistemin o kadar fazla denetime ihtiyacı vardır.

MD

NOT:Bu konuyla bağlantılı olarak "güven", "küresel finansal sistem" ve "faiz" konularında da bir şeyler yazacağım yakında

Hiç yorum yok: