Borsa üzerine yazdığım bu son yazımda Türkiye’deki şu anki durumla ilgili bir iki şey söylemek istiyorum.
Bir krizden çıktık, hatta daha çıkmadık ama son demlerini yaşıyoruz.. İMKB’den geçen yıl çıkan yabancılar yeniden Türk borsasına gelip hisse senetleri aldılar ve tekrar çoğunluğu ele geçirdiler. Hem para politikası hem de maliye politikasını sonuna kadar kullandık, faizleri %10’un altına düşürdük, devlet bütçesinde geçen senenin 6 katından fazla açık verdik.
Krizden dolayı yavaşlayan ekonomik aktivitenin sonucunda enflasyon bir hayli düştü ve bu da Merkez Bankası’na faiz oranlarını düşürebilmek için yeterince alan bıraktı. Merkez Bankası da zaten enflasyonda yükselme eğilimi yok diye dikkatini durgunlukla mücadeleye verdi ve pompaladı parayı, indirdikçe indirdi faizleri. Gerçi bu ekonomideki durgunluğa çok da çare olmadı parasal aktarım kanalları zayıfladığından ama yine de borsaya yeterince itici güç oldu bu faiz indirimleri. Borsamız dibe çöktükten sonra baya bi süredir yükselişte, 2 yıl önceki seviyeleri yakaladı neredeyse. Peki bundan sonra ne olur?
Ekonomik krizden çıktığımız şu günlerde ekonomik faaliyetlerin yeniden canlanmaya başladığını görüyoruz. Buna ayrıca Merkez Bankası politika faiz oranlarındaki indirimlere yavaş yavaş bankaların da kredi faiz oranlarını indirerek tepki vermeleri de eşlik ettiğinde inceden enflasyonist sürecin yeniden başlayacağını düşünüyorum. Bu nedenle Merkez Bankası da enflasynla mücadele için yeniden faizleri arttırmaya başlayabilir. Malumunuz son aylarda maliye politikasını da dibine kadar kullandık ve bütçe açığımızı bir hayli büyüttük. Bütçe açıklarının artmasının sonucu da devletin borçlanma ihtiyacının artması olacaktır. Hazine daha fazla borç talep ettikçe tahvil ve bono faizleri gelecekte yükselecektir. Bu da zaten Merkez Bankası’nın faiz artırımlarını destekleyen bir başka olgu olacaktır.
Bu iki şey bile gelecekte faizlerin yükseleceğinin çok bariz bir göstergesi ki bir de şu an ihraç edilen tahvil ve bonoların faiz oranlarına bakarsak da bu düşüncemizi teyit edebiliriz. Nasıl mı?
Eğer şu an borsada alınıp satılan devlet tahvili ve bonolarının listesini alır ve bunların vadelerine kalan gün sayılarıyla vadelerinde satılmaları halinde elde edilecek getiri oranlarını karşılaştırırsanız (tüm bu tahviller TC Hazinesi tarafından çıkarıldıklarından kaliteleri arasında fark yoktur yani eş değer ürünlerdir, karşılaştırılmaları uygundur) vade uzadıkça getiri oranının da arttığını görürsünüz. Bu şu an için Türkiye’de uzun vadeli faiz oranları kısa vadeli faiz oranlarından yüksek olduğu anlamına gelir. Bu da gelecekte kısa vadeli faiz oranlarının şu anki kısa vadeli faiz oranlarından daha yüksek olmasının beklendiği anlamına gelir (bkz. pozitif yönlü getiri eğrisi****). Yani kısacası benim beklediğim şeyi piyasalar da aynen bekliyor.
Faiz oranları yükseldikçe hisse senedi fiyatlarının da düşmesi kaçınılmaz olacak.
Zaten fiyatların belli bir denge etrafında dalgalandığını da dikkate alırsak şu anda borsanın olması gereken denge seviyesinden yüksek olduğu ve sıra dışı bir şey olmazsa yükselmesinin çok da fazla devam etmemesi gerektiği anlaşılabilir*****. Çünkü, bir ekonomik krizden çıktık, bu kriz boyunca firmalar çok kan kaybetti ve mali yapıları zayıfladı, böylelikle de borsadaki olması gereken gerçek değer geriledi. Buna rağmen özellikle para politikalarının etkisiyle borsa 20,000’lerden tekrar yukarı tırmanarak kriz öncesi seviyelere geldi. Demek ki bu artış gereğinden fazla.
Bu arada borsanın aylardır yükselişte olması çok insanın dikkatini çekti ve bilen bilmeyen herkes bugünlerde borsaya girmeye başladı. Dikkatinize…
Sözün özü, borsa yükseliyor diye hep yükselecek sanmayın, düşüşünün eli kulağındadır her an başlayabilir, bir de gözünüzü seveyim büyük rakiplerinizden 5-0 geride başlayacağınız maça çıkmadan önce bir daha düşünün.
Borsayı öğrenmek isteyen ya da borsada yatırım yapmak isteyen arkadaşlara naçizane düşüncelerimi aktarmaya çalıştım. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
MD
**** Getiri eğrisi (yield curve) konusunda bir yazı yazmayı düşünüyorum ilerde.
***** Ben artık yükselmemesi gerek desem de ekonomide malesef olması gereken şeylerin olmamasını sağlayan pek çok müdahale ve dengesizlikler söz konusu olabiliyor. Bu nedenle eğer bu dediğim şey olmazsa emin olun ki normalin dışında ekstra bir şey gerçekleşmiştir.
11 Eylül 2009 Cuma
Sonuç ne, oynayalım mı şimdi? - Borsa üzerine (7)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder