11 Eylül 2009 Cuma

Para kazanmak öyle kolay mı? Siz çakalsanız daha çakalları da var.. - Borsa üzerine (6)

Şu ana kadar yeterince borsayı tanıttım. Ama işin, bilmenizi istediğim başka bir yönü var.

Yazımın önceki bölümlerinde gördük ki hisse senetlerinin değeri hem arz ve talebe, hem de ekonominin performansı ile beklentilere bağlı. Bu yapısından dolayı bazı zamanlar hisse senetleri hızla yükselebiliyor, hızla düşebiliyor, bazen hafif bazen de çok güçlü biçimde dalgalanabiliyor.

İşte bu şartlar altında borsada alım satım yaparak kar etmek için sürekli piyasayı izlemek, analiz etmek, tüm haberleri ve bilgileri değerlendirmek, firmaları ve sektörleri yakından takip etmek gerek. Diğer türlü maça 1-0 hatta 5-0 yenik başlıyorsunuz. Bunu yapabilmek için çok zeki ve becerikli olmanızın yanında işi gücü her şeyi bırakıp borsayla uğraşıyor olmanız gerekli diye düşünüyorum. Oysa bir de rakiplerinize bakın, yatırım şirketleri, portföy yönetim şirketleri, aracı kurumlar, bankalar, yatırım fonları vs. bir yanda, çok büyük yatırımcılar diğer yanda.

Finansal şirketler zaten temel amacı bu işi yapmak olan şirketler ve bunların çok sayıda profesyonel uzmandan oluşan birer yatırım ekibi, piyasaları izleyen sistemleri, yazılımları, modelleri var. Büyük yatırımcılar da keza öyle, sırf bu iş için çalışan bir yığın uzmanları var ve her biri ayrı bir şeyi takip ediyor, sabah akşam borsanın nabzını tutuyor. Ortadaki haksız rekabete bakar mısınız? Adamlar fezaya gidiyor, sizse ateş olsanız cürmünüz kadar yer yakarsınız. Bu aklınızda olsun. Siz çakalsanız sizden çok daha çakalları var yani :D Diyeceksiniz ki ben de tutup bir portföy yöneticisine emanet ederim paramı, o değerlendirir. Ona bir şey diyemem. Zaten yatırım fonu falan satın aldığınızda fiilen bunu yapmış oluyorsunuz. Ama tabi o fonu yönetenlere güveneceksiniz, onlar da sanki kendi paralarıymış gibi çaba gösterecekler. Bir de burada yönetim komisyonu ya da yatırım danışmanlığı ücreti ödüyorsunuz bunu da unutmayın.

Küçükseniz, bunlara rağmen yine de kendi başınıza yatırım yapmaya niyetliyseniz en azından ordan buradan gelen tüyolara fazla aldırış etmeyin, çok risk almayın, borsa yükseliyor diye hadi biz de girelim birazcık biz de sebeplenelim yanılgısına kapılmayın bari. Çünkü o tüyoların çoğu hatalıdır, yarısı yalandır hatta amaçlıdır (bkz. Manpülasyon).

Ayrıca borsadaki dalgalanmalarda hiç değişmeyen bir film vardır, borsa düşük seviyelerdeyken akıllı yatırımcılar (işi bu olan finansal kurumlar ve büyük yatırımcılar) hisse senetlerini alırlar, sonra borsa yükselmeye başlar. Borsa yükselirken bu durum küçük enayilerin de dikkatini çeker. Borsa yeterince bi süre yükseldikten sonra enayiler aynen şu mantıkla borsaya girip hisse senedi almaya başlarlar:

“Borsa ne zamandır yükseliyor son bilmem kaç gündür/haftadır/aydır sürekli arttı, kendini ispat etti, artık sittin sene yükselir durur.”

Artık enayiler borsaya girmeye başlayınca büyükler için hisse senetlerini satıp kar etme vakti gelmiştir. Borsa zaten yeterince yükselmiştir ve satış sonucunda bir hayli yüksek karlar edeceklerdir. Ayrıca bunlar akıllıdır, bilirler ki borsa öyle sonsuza dek artmaya devam etmeyecek, bir gün elbet tekrar aşağıya gitmeye başlayacak. Bu nedenle de açgözlülüğün, ya daha da artarsa düşüncesinin zararlı olduğunu, uygun zamanda durmanın en iyisi olduğunu. Nitekim bunlar büyükçe miktarlarda hisseyi satınca yükseliş yavaşlar hatta duraklar. O sırada küçüklerden uyanan uyandı, uyanamayana geçmiş olsun. Ama ben söyleyeyim, az önce dediğim açgözlülük nedeniyle küçüklerden hemen hemen kimse hisse senetlerini satmaz. Adamların kendilerine önceden koydukları satış seviyesi hedefi, bir duraklama noktası yok ki. Böyle olunca da açgözlülükten sonsuza kadar borsa yarın ya yükselirse diye diye karlarını arttırmaya çalışırlar. Bir gün işler iyice tersine gidince de paniğe kapılırlar, borsa dibe vururken hisselerini zararına satarlar. Bu düşük seviyelerden zaten tekrar büyükler alımlara başlarlar. Ve aynı film tekrar baştan oynar durur.

İşte insanoğlunun doyumsuz doğası bu işin böyle sürüp gitmesini garanti eder. Küçükler para kaybedecek ki büyükler kazansın. Yani borsanın altında yatan yapı bu.

1920’lerde o zamanların büyük para babası, yatırım devi Bay Rockefeller’la ilgili bir hikaye duydum. Bir gün New York’ta Wall Street’te ayakkabısını boyatıyormuş. Boyacı çocuk adama sormuş, “Bay Rockefeller, işte şu firmanın iyi olduğunu duydum, bu hisse artacakmış, işte faizler bilmemne olacakmış, devlet bu şirkete el koyacakmış, şu şirket, bu şirket… siz ne düşünüyorsunuz hangi hisse senetlerine yatırım yapmak gerekir.” Rockefeller’ın, daha sonra ofisine gider gitmez ilk yaptığı şey borsada neyi var neyi yoksa hepsini paraya çevirmek olmuş. Zaten kısa süre sonra da güm.! ABD’deki büyük borsa çöküşü. Daha sonra o döneme ilişkin anılarını anlatırken “En sıradan halk bile artık bu borsaya girdiyse, işin b.ku çıkmış demektir.” şeklinde durumu özetlemiş. Kendisine katılmamak elde değil.

Yatırım yaparken durma noktalarınız olacak. %3 kazandığım anda yarısını satacağım, %5 kazandığım anda bir çeyreğini daha satacağım vs. aynı şekilde %1 kaybettiğim anda beşte birini satacağım, %5 kaybedersem yarısını daha satacağım gibi. Kuralalrınız olacak. Yoksa açgözlülüğünüz sizi yer bitirir.

MD

Hiç yorum yok: