Bu kez ekonomi üzerine bir fikir yazısı yazmıyor tamamen yeni mezun ve henüz iş bulamamış arkadaşlara düşüncelerimi aktarmak istiyorum.
Benim çoğu arkadaşım ya üniversitede okuyor, ya üniversiteyi yeni bitirmiş ve iş arıyor. Bu aralar herkes işsizlikten şikayetçi. Yeni mezun olan arkadaşlara söylemek istediğim birkaç şey var.
Arkadaşlar, gerçekten çok şanssız bir dönemde mezun oldunuz, çoğunuz iş bulamadınız. Canınız sıkıldı, moraliniz bozuldu. Zaten para kazanamıyorsunuz o bir dert, elalem sizin bir işe giremediğinizi öğrendikçe cins cins konuşmaya başladı, okulunuzu, bölümünüzü beğenmemeye başladılar. Milletin de ağzı torba değil ki büzesiniz. Size dokunuyor, siz onca yıl uğraştınız o kadar, sınavdı, yoklamaydı, ödevdi koşturdunuz durdunuz. Daha önce hiçbir işte çalışmadığınız için kendi kendinize de bir yandan acaba yanlış bölüm mü seçtim diye sorguluyorsunuz (tabi böyle düşündüğünüzü başkalarına pek çaktırmadan).
İnanın bana bunun nedeni son 1 yıldır süregelen ekonomik kriz şartları. Yanlış bölüm okumadınız, normalde iş bulurdunuz, inanın bana. Değersiz, işe yaramaz insanlar değilsiniz. Gerçekten de dün iş bulma süreci bugünkü kadar kötü değildi. Geçen yıla kadar iş piyasasında yılda 100 kişilik işe alım yapılıyordu ve her sene 25 tane süpermen mezun oluyrdu. Süpermen derken ODTÜ, Boğaziçi vs. mezunu, çok iyi İngilizce bilen, ALES’ten falan 90-100 alacak kapasitedeki, 10 parmağında 11 marifet kişileri kastediyorum. Bu süpermenlerin tamamı işe giriyordu, kalan 75 pozisyona da diğer mezunlar girme şansı yakalıyorlardı. Bu yıl 20 kişi işe alınıyor, o 20’nin de 18-19 tanesine süpermenler girdi zaten. Diğerlerine 1 ya da 2 yer kaldı. Zaman öyle ki süpermenlerden bile boşta kalan oldu. Diğerlerinde ise çok büyük çoğunluk işsiz kaldı.
Gerçekten iç karartıcı ama iyi bir haber vereyim bu hep böyle devam etmeyecek, yarın işler normale dönecek o zaman yine normalde girebileceğiniz işlere girebiliyor olacaksınız. Bu seneye ve belki bir de gelecek seneye has olan bu durumu hiçbirimizin değiştirme şansı yok, yapabileceğimiz en iyi şey bunu böyle kabullenmek ve boşu boşuna canımızı sıkmamak. Bu arada hali hazırda bir işi olanların da işlerine dört elle sarılmaları…
İş bulamayan yeni mezunlar yetişkin hayatlarına bu yıla has olmak üzere 1-0 yenik başlıyorlar. İlk tecrübelerinde başarısız olmak (yani ilk yılda her kapıdan geri çevrilmek) sanki sorun kendilerindeymiş gibi hissetmelerine yol açıyor. Kendilerini hafife alıyorlar. Bu kötü illüzyonu gerçek sanıyorlar. Yüksek ve ulaşılabilir hedeflerinden vazgeçip çok daha azına kanaat ediyorlar. İşte bu çok önemli bir sorun. İş bulamamada hata yeni mezun arkadaşlarda değil ama kendilerini küçümseyip bütün ömürlerini etkileyecek yanlış kararlar verirlerse hata korkarım onlarda.
Bir bankada müfettiş olabilecekken gişe görevlisi olmaya, maliye bakanlığında hesap uzmanı olabilecekken PTT memuru olmaya sırf bir süredir iş bulamadınız diye razı olmayın lütfen. İlk adımı yanlış atmayın. Ben bu meslekleri küçümsemiyorum ancak eğer daha fazlası olabilecekseniz onu olun, PTT memurluğu ya da gişe görevlisi pozisyonunda da boşa yer kaplamayın, onu da hak eden bir başkası olsun. Siz zaten gişede çatlarsınız, bir süre sonra iş tatminsizliği zirve yapar kendi kendinize dövünmeye başlarsınız. İyice mutsuz olursunuz. Treninizi baştan yanlış makasa sokmayın, çünkü eğer öyle yaparsanız eski yerinize dönüp doğru makasa geçebilmeniz için bile 100’lerce km gidip gelmeniz gerekebilir. İş hayatına ilk adım çok önemli, bir kez bir işe girdiniz mi o işten çıkmak zordur, orayı bırakıp istediğiniz işe geçmek daha da zordur. Bu nedenle sırf bu yıla has olumsuz işe alım koşulları yüzünden umutsuzluğa kapılıp kalitenizin ve beklentinizi çok daha altında işlere razı olmayın. Denize düşerseniz belki yüzüp kurtulabilirsiniz ya da birileri yardıma gelir ama yılana sarılırsanız kurtuluşunuz yok! Lütfen sabredin. Sabırsız davranıp hayatınızı karartmayın.
Lütfen umudunuzu kaybetmeyin. Çünkü umudunuzu kaybederseniz hapı yutarsınız. Zaten her şeyi geçtim, umutsuzluk dediğimiz şey nedir bir düşünün Allah aşkına!
Bu umutsuzluk dediğiniz şeyin 3 adet reel etkisi vardır:
- İnsanın azmini kırar, böylece işe girememe süresini uzatır ve daha kötü işe razı olma eşiğini düşürür.
- Umutsuzluğun verdiği elem, ızdırap insanın sabrını azaltır, hiç girmemesi gereken işlere girmesine yol açabilir.
- Umutsuzluk hissini duymak ve kendini bu hisse teslim etmek insan için her şeyi kolaylaştırır (mücadeleden vazgeçirdiği için), bu da insanın bir yerde kafasını rahatlatır.
Yani 2 kötü 1 iyi etkisi var. Şöyle bir baktığımızda kötülerin etkisinin yanında iyi olan çok hafif kalıyor. Burada yeni mezun arkadaşlarım kendi kendilerine yapacakları telkinle, sabretmeyle ve dayanıklı olmayla bu berbat duygudan kurtulabilir. Umutsuzluğun hiçbir şeye faydası yok kısacası. Tamamen zararlı bir his. Hiç hissetmemeye gayret edin, kendinizi bu hisse teslim etmeyin. Bu his tam bir şeytan. Uzak durun. Bir yer sizi geri mi çevirdi, 15 dakika üzülün sonra da unutun gitsin. İşinize bakın. Unutmayın UMUTSUZLUĞUN GETİRİSİ SIFIR, MALİYETİ İSE ÇOK YÜKSEK. Aklı selim hiçbir insanın böyle bir şeyle işi olmaz :)
Yapılabilecek hiç mi bir şey yok? Bu yıl işe alımlar azaldıysa bütün seneyi boş mu geçireceksiniz? Kesinlikle hayır. Bu boş vaktinizi iyi değerlendirin kendinize yatırım yapın Gidin yüksek lisans yapın, yabancı dilinizi geliştirin, eskisinden daha da azimli bir şekilde sınavlara hazırlanın, ders çalışın, becerilerinizi geliştirin. Ve bu faaliyetlerin hangisini yaparsanız yapın o şeye dört elle sarılın. Yüksek lisans yapıyorsanız derslerinizi kaçırmayın, can kulağıyla dinleyin, kapabildiğiniz kadar çok şey kapmaya çalışın ki kara bulutlar yavaş yavaş dağılmaya başladığında yarışa en hazır biçimde çıkabilesiniz. Krizi fırsata çevirin. Hepinize Allah sabır ve dayanıklılık versin.
MD
Not: Bu berbat mekanizmanın işleyişini özetliyorum:
Kriz ---> Ekonomide durgunluk ---> İşsizlik artışı ve işe alımların azalması ---> İş başvurularında reddedilme oranının yükselmesi ---> Umutsuzluk (Bu noktada psikolojik faktörler devreye giriyor) ---> Özellikle iş piyasasının daha önceki durumunu tecrübe etmemiş olan yeni mezunlarda işlerin sanki hep böyle olduğu yanılgısının oluşması ---> Kendine düşük değer biçme ---> Daha kötü işlere razı olma ---> Yanlış bir işe girmek ve ömür boyu mutsuzluk
Yani iş piyasasında kısa vadeli olumsuzluk sonucunda insanların hayatlarında uzun vadeli (sürekli) olumsuzluklar meydana gelebilmekte...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Gerçekten çok iyi sentez yapılarak yaızlmış bir yazı ve her noktasına katılıyorum..üzerimizden olumsuzlupu atmalıyız...
Umutsuzluğun getirisi SIFIR Maliyeti çok YÜKSEK...dediğiniz gibi..
Diğer yazılarınızı okumak için sabırsızlanıyorum...
Serkan CELIKKOL
Yorum Gönder