Zaman kötü, işsizlik aldı başını gidiyor. İşsizlik oranı en son %13.2 olarak kamuya açıklandı. Tabi bu orana aldanmamak gerekir çünkü bu sadece bir işte çalışan ya da çalışmadığı halde iş arayanlar içinde iş arayan kısmın oranı. Yani bu orana çalışabilecek yaşta ve nitelikte olup iş aramayanlar (istemedikleri ya da umutları kırıldığından dolayı olabilir) dâhil değil. Beli bir yaşın altı ve üstünde olanlarla öğrenciler, tutuklular, askerler vs. zaten dâhil değil.
Ekonomik durgunluk sürdükçe ve işsizlik yüksek devam ettikçe bazı insanların umutları kırılıyor ve iş aramayı bırakıyorlar. Bu kişiler artık iş aramadıklarından işsizlik oranı hesabına katılmıyorlar tabi. Bir de İş-kur’un bu aralar işsizleri çeşitli meslek kurslarına alıp bu kişilere çok cüz bir de ücret ödeyip sigortalarını yatırma uygulaması var. Bu kişiler çalışıyor görünüyorlar resmi istatistiklerde. Yani işsizlik oranı %13.2 dendiğinde aslında çalışmayan kişi oranı çok daha fazla. Bu çok kötü bir şey...
İşsizliğin en bariz sonucu insanların para kazanamaması, insan gibi yaşayacak, ihtiyaçlarını karşılayacak geliri elde edememesi. Ama sonuçlar maalesef bunla sınırlı değil. İşsiz kalan kişiler moralmen çökerler. Kendilerine güvenlerini kaybederler. Hatta utanırlar, eş, dost, arkadaş çevrelerinde bunun duyulmasını istemezler. Arkadaşlarıyla bu dönemde olabildiğince az görüşmek isterler. Tadları kaçar.
Bunun toplum genelinde arttığını düşünsenize bir de. İşsizlik artışıyla birlikte umudunu kaybeden insanların sayısı artar, yanlış yollara sapan, suç işleyen insanların sayısı artar. İntiharlar artar. Fahişelik artar. Anarşi oluşur. Sigara kullanımı, alkol kullanımı artar. Hatta işsizlik durumu uzadıkça toplumsal çözülmeler başlar. İnsanlar birbirlerine düşer, kimileri market yağmalamaya başlar kimileri dükkân soymaya. Ülke genelinde insanlar daha sinirli daha sabırsız, daha kavgacı hale gelir. Gerçekten bu toplumsal etkiler çok ürkütücü…
Bu arada işlerini kaybetmeyenler için de işlerin pek iyi gitmeyeceğini söyleyeyim, çünkü iş için dışarıda bekleyen onca insan varken kişiler artık daha az paraya daha fazla çalışmak zorunda kalırlar. Beğenmeyene anında kapı gösterilir.
Tabii böyle işini yapmakta olan kişilerin işlerini kaybetmesi ülke genelinde yapılan toplam işi (üretimi) azaltır. Çalışanların tedirgin olması ve aynı pozisyonda çalışan kişilerin daha hızlı değişmesi vs. de verimliliği düşürür. Sonuç ülkenin milli gelirinin düşmesi, üretim kapasitesinin de eksik kullanılmasıdır.
MD
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder